Michael Cunningham | Dünyanın Sonundaki Ev

Bu yazarı çok seviyorum. Bakmayın, bu kadar sevdirdi ama okuduğum tek kitapla bu denli kendini sevdiren yazar, iki elin parmağını geçmez, emin olun. Saatler olağanüstü, müthiş bir kitaptı. Üç kadının hikayesi şahaneydi. Yazarın dilini çok seviyor, betimlemelerine bayılıyorum. Siz de çok seveceksiniz, rahatlıkla okuyun.

Dünyanın Sonundaki Ev, çok iyi bir kitap. Saatler kadar müthiş ve anlamlı. Bu sefer, üç kişinin iç içe geçen hayatından kesitler sunuyor yazar. 80'lerin New York'u ve arkadaşlık ilişkileri sizi sarıp sarmalıyor. Eşcinsel temalı bir kitap olması sizi korkutmasın (bunu yazmak bile utanç verici), yağ gibi akıp gidiyor.

Değişik bir aşk üçgeni olduğunu kabul ediyorum. Okuyunca sizlerde bana hak vereceksiniz.  A Home at the End of the World  adında kitabın filmi var.. Baş rolde Colin Farrell, Andrew Chalmers ve Robin Wright var. Geçmişle hesaplaşma, çocukluk dönemi hatıraları ve şimdiki zamanın dayanılmaz zorluğu. Okunmaması ayıp dediklerimden.

Can Yayınlarından çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.

Michael Cunningham'ın, Pulitzer ve Oscar Ödüllü Saatler romanından önce yazdığı Dünyanın Sonundaki Ev, iki gençlik arkadaşının, Jonathan ile Bobby'nin çevresinde dönüyor. Dünyanın özgürlük rüzgarlarıyla ayağa kalktığı bir dönem olan '60'lı yılların sonundan başlayarak '80'li yıllara uzanan romanda, sorunlu ailelerden gelen iki gencin istençleri dışında sürüklendiği yol, eşcinsel bir ilişki oluyor. Kendilerinden yaşça büyük ve uçuk, eksantrik, cinsel açıdan sınır tanımaz Clare'in aralarına katılmasıyla da ilişkileri farklı bir boyuta sürükleniyor. Üçlü'nün paylaşmaya çalıştıkları sıradışı yaşam, dönemin esrikliği, New York'un başıbozukluğu, her birinin çocukluklarından getirdiği psikolojik yükler ve dünyayı tam anlamıyla farklı biçimlerde algılayışları, romanın hamurunu oluşturuyor. Bobby'den bir bebeği olan Clare'le birlikte bu iki genç, taşrada yaşayan büyük bir aile olmayı deneseler de yaşamın yasalarına ters düşen bir şeyler vardır... Dünyanın Sonundaki Ev, büyük kentlerdeki yaşamın barındırdığı kırılgan, yoğun ilişkileri öne çıkaran, küçük kentten büyük kente göçen insanları ve ilişkilerini psikolojik boyutuyla ve ruh çözümlemeleriyle yoğuran bir roman.

Tweet