Murakami Edebiyatı



Herta Müller - Tek Bacaklı Yolcu

Nobel ödüllü yazar Herta Müller'i ilk defa okudum. Siren Yayınları'nın yayımladığı her kitaba büyük bir açlık duyuyorum adeta. Siren'e olan hayranlığım anlat anlat bitmez, o sebeple kısa kesiyorum. Tek Bacaklı Yolcu, denildiği gibi sorularla dolu ama soru işaretlerinden yoksun bir roman.


Irene adlı baş karakteri esas alan ve onunla bütünleşen yazar, konun derinliğini karakterin iç sesliliği üzerinden anlatıyor. Bolca soru göreceksiniz ama, cümlelerin ve sözcüklerin sonunda soru işaretini göremeyeceksiniz. Sonu uçsuz bucaksız uzanan, hiçbir yere varmayan sorunsalları anlatıyor bizlere.
"Diğer ülkede bir inşaat alanından tabela çalmıştı İrene. Tabelada bir adam kafa üstü yere düşüyordu. Tabelada şöyle yazıyordu: Boşluğa düşme tehlikesi. İrene tabelayı odasına asmıştı diğer ülkede. Yatağın üzerine. Uyarıyı kendi hayatıyla ilişkilendirmişti. Ve tanıdıklarının hayatlarıyla.”
Sizlere tavsiyem kitabı alıp okumanız. Çok beğeneceğinize eminim. Tek Bacaklı Yolcu, kısacık, küçük; bir kitapçık. Lakin etkisi çok büyük. Küçük dev bir roman. Beğeneceğinize eminim. Mülteci ve gurbetlik konularını sizlere hatırlatıyor.

Siren Yayınlarından çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.

Çağdaş edebiyatın en önemli seslerinden Nobel ödüllü yazar Herta Müller'den sorularla dolu ve soru işaretlerinden yoksun bir roman: Tek Bacaklı Yolcu. Müller'in benzersiz dili ve anlatımı eşliğinde sert, soğuk ve müdanasız bir ahir zamanlar portresi. Bir kadın ve üç erkek; bir kadın, birkaç ülke, bir deniz, dört duvar ve bitimsiz kentler... Aştıkça yenileri keşfedilen sınırların üzerinde bir denge mücadelesi, kuşatan korkular, ıssız odalar.

Herta Müller, Romanya'dan Almanya'ya göçtükten sonra yazdığı bu ilk romanda yabancılaşmanın öyküsünü hücresel kesitlerle betimliyor; var olmanın imkânsızlığını, kolektif acıları ve yüreğe çöken yabancıyla düşülen yolları anlatıyor. Yaşam hastalığından iyileşen çıkmıyor; yolcular hep utanç, yalnızlık ve yoksunluk eşliğinde yürüyor. Yaşam illetinin devası, içinde yaşadığımız şu karanlık, suçlu ve suçlayan dünyada, bulunmuyor.

Herta Müller, Tek Bacaklı Yolcu'da yalnızlığı taştan bir duvar gibi örüyor önümüze; taş kadar soğuk, taş kadar somut. Öyle bir yol ki tutulan, yolcuların hepsi ağır yaralı.

Ve diktatörler, işkenceciler, gözlerini dikip her şeyi izleyenler, yalnız ve örselenmiş bedenlerin içinde, her daim nöbette. 

Kauçuk mermi, yürekte.

7 Şubat 2015 21:42

Ne zamandır duruyor rafımda. Bu yıl sıra gelecek inşallah :)

7 Şubat 2015 23:42

@Simay Yıldız•
Gelsin bence, kesinlikle oku derim, en kısa sürede. :)

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes