Dean Koontz ~ Ay Işığında

Okumanın işkenceye dönüştüğü yaz sıcaklarında, mümkün olabildiğince hafif şeyler okumak gerek. Gerçi kime anlatıyorum ki, “Polisiye, korku, gerilim ve saçma sapan “Genç Yetişkin” kitaplarını okumaktan nefret ettiğim bir gerçek. Hafif şeyler tabiri bariz bu türlerden geçmekte. Neyse ki, korku türünde sevdiğim ve okuyabildiğim, bir tane de olsa var!

Dean Koontz'u severim. En son Kükreyen Mağara'sını okuyup, kendisini sevmekle haklı olduğumu göstermişti. Lakin, Ay Işığında işler tam tersine gitti. Kendisine sevmekle hatta ettiğimi, bunu göstermek için elinden geleni yaptığını düşünmeye başladım. Güzel bir yol korkusu okuyacağımı sanırken neler okudum, ona yandım!

Ay Işığında, karakterleri son derece klişe. Sanırım kitabın ezber bozan çocuğu sadece Shepperd idi. Otistik hastalığıysa bir süre sonra canınızı okuyor. Şöyle düşünün, her iki satırda bir, “Kek istiyorum, kek!” deyip sizi zıvanadan çıkarıyor. Lakin, Shep aynı zamanda en sevdiğim karakter oldu. Kitabı beğenmedim maalesef. Neler olacakken, neler oluyor neler?! Bu kitaptan uzak durmanızı salık veririm.

Sayfa6 Yayınlarından çıkan kitabı buradan satın alabilirsiniz. Özeti okumak içinse aşağıya bakmak yeterli!

“Genç sanatçı Dylan O'Conner'ın, yirmi yaşındaki otistik erkek kardeşi Shep'le birlikte yaptığı yolculuk, geceyi geçirecekleri bir oda bulmak için durmalarıyla kabusa dönüşür. Dylan kendisine garip bir madde enjekte eden gizemli doktor'un saldırısına uğrar. Artık bir taşıyıcıdır. Dylan'a hiç kimse, hatta polis bile yardım edemeyecektir.” 

“Olanlara inanamayan Dylan hayatına kaldığı yerden devam edeceğini zannederek kendisini şiddet, gizem ve keşiflerin hakim olduğu uzun bir maceranın içinde bulur. Dylan ve Shep'in yolunun Jillian Jackson'la kesişmesiyle işler iyice arapsaçına döner.”

Tweet