Murakami Edebiyatı



Louis-Ferdinand Celine, İlk Buluşma ~ Gecenin Sonuna Yolculuk

Gecenin Sonuna Yolculuk; bir kere başladı mı gece, bitmek bilmez ışığı içine hapsetmiş karanlık!" Bana böyle bir tarif yaptırabilecek kadar güzel bir kitap! Louis-Ferdinand Celine'in başyapıtı olarak tarif ediliyor bu kitap. Bukowski ve Hakan Günday'ın hayranları arasında bulunduğu, Fransızların en meşhur yazarıymış. -miş'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü, kitaptan önce yazar hakkında hiç bilgim yoktu. Kendisiyle ilk buluşmamız, son olmayacağı da kesin gibi...


İki hafta kadar elimde süründükten sonra, bitebildi. Kitap kötü müydü de, elinde bu kadar süründü be adam! Hayır, tam aksine yorucu ve düşündürtmeyi gereken yapısı olduğu bir gerçek -bunlar artı, eksi değil- lakin, benim uyuşukluluğum ve tembelliğim yüzünden bir türlü bitmedi.  Sayfa araları bolca kurcalanacak türden.


YKY  [  Yapı Kredi Yayınları' ndan ] çıkmış Gecenin Sonuna Yolculuk;  Yiğit Bener   kitabı çevirmek için, 2 yılını harcamış. Çeviri tamamlandıktan sonra; Çeviri çok vaktimi almış olabilir, ama bu kitabı çevirdiğim için mutluyum, demiş. Çeviri muazzam, harika! Çok temiz çalışılmış, ellerine sağlık Yiğit Bey'in... Fransızların Tutunamayanlar'ı olarak da lanse ediliyor bu kitap. Ağır ve çok şey barındıran kitaplardan hoşlananlar mutlaka göz atmalı. Okumam diyorsanız da, kitaplığınızda bulunması sizin yararınıza.
"İnsan şehvet bakiri olduğu gibi, dehşet bakiri de olabiliyor."

Louis Ferdinand Celine

Arka Kapak
"Kanla ve özdeyişlerle yazan, okunmak değil, ezberlenmek ister." 
 Friedrich Nietzsche


Dr. Louis-Ferdinand Destouches ya da Céline (1894-1961), Gecenin Sonuna Yolculuk'u 1932'de yazdı. 1. Dünya Savaşı'nın ardından, ikincisine çeyrek kala. Kan kokuyor. Kan, yoksunluk, hastalık, ölüm, sıcak, tuvalet, yara, et, yine de kahkaha...

Biz, tam yetmiş yıl sonra, yeniden indiriyoruz Yolculuk'u kızağından. Adını hiçbir şeyle birlikte anmadan, karşılaştırmalar yapmadan. Bir biçem, bir dil, gecenin sonunda insanlığın en aşağı katmanlarıyla bir yüzleşme, bizi içeri, daha içeri çeken, boynumuza parmaklarını geçiren, ısıran, tüküren, hırlayan, ölesiye korkan ve korkutan. Yani yaşayan. Bir kıpırdanma başladı bile, parmaklarımızın ucunda, gözeneklerimizden içeri sızan bir şey var. Böyle bir yüzleşmeye katlanabilecek mi insan?

Gecenin Sonuna Yolculuk'un Türkçe çevirisini Yiğit Bener yaptı, yayımlanmasından tam yetmiş yıl sonra. Ortaya çıkan metni, Céline'in Türkçesini, Vüsat O. Bener, Erhan Bener okudu... ve daha birçok kişi. Yaklaşık bir altı yüz sayfa bilediler, sipsivri. Bundan sonrası geceye ait.

Adsız
2 Aralık 2012 18:54

Seninde içine sinmemiş pek. ya da ben beğendiğini kabul etmek istemiyorum.

Kitabın sonunu getiremedim, ve gariptir ki bu beni hiç rahatsız etmiyor. Abartıldığını düşünüyorum Louis-Ferdinand Celine'in. Hafif Bukowski, hafif Kreouac karışımı, fakat kesinlikle onlardan iyi değil. Görünce tutamadım içimde.

2 Aralık 2012 19:36

@Ezvelez♦

Bilmem; ama beğendim gerçekten. Lakin bu yılın okuduklarımın en iyi 10'unu arasına girer mi, bilinmez :) Bu arada, estağfirullah! İçinden gelen eleştiriyi bloga yorum olarak bırakabilirsin. Ayrıca, Tabii ki de bir Charles Bukowski, bir Jack Kreouac değil , bunda katılıyorum sana :))

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes