Joachim Trier ~ Oslo, 31 Ağustos!

31. İstanbul Film Festivalinde boy gösteren filmlerdendi, Oslo, 31 Ağustos! Yönetmenliğini Joachim Trier yapmış. Trier'ın daha evvel  'Reprise' güzellemesi ile tanıyorum. Reprise bayağı vurucu bir filmdi. Trier'in ikinci filmi, 'Oslo, 31 Ağustos' daha da vurucu...abartmak gerekirse yerin dibine sokucu!

Oslo, 31 Ağustos ile karşımızda! Anders’in (Anders Danielsen Lie) bir gününü izliyoruz bu filmde. Bilumum uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için yattığı rehabilitasyon merkezinden çıkmasına çok az kalmıştır. Anders çok uzun süredir temizdir ve bir iş görüşmesine katılması için kliniği bir günlüğüne terk ederek şehre inmesine izin verilir. Şehirdeyken bir süre burada kalır ve yıllardır görmedikleri ile görüşür. Burada geçmişi ve etrafındakilerle boğuşmaya başlar.

Gayet sessiz sakin bir festival filmi izlemeyi planlıyordum. bu tür festival, minimal ve bağımsız sinema türlerini izlerken, en çok filmin verdiği çok şeyin yanında, insana huzur veren dingin yapısını seviyorum. İzlediğim bağımsız filmlerin her birinin ardından ayağınızı yerden kesen bir güzellikle karşılaşırdım, - en azından çoğunda - Oslo, 31 Ağustos bunu yapmadı. Oldukça karamsar bir film. Hayata bakış açınızı bile değiştiriyor. 

Oslo, bildiğiniz üzere Norveç'in başkenti. Oldum olası Norveç-Rusya gibi yerleri hiç sevmem. Oraları düşünce karamsar şeyler ilk aklıma gelen oluyor. Filmin mekan yapısı da harika, onu belirtmek gerek. Bu kadar vurucu olmasında epey katkısı var.  Anders Danielsen Lie, uyuşturucu bağımlısı, hayatından bıkmış ve nasıl yaşayacağını düşünen sorunlu kişi portresini mükemmel bir şekilde çiziyor. Oslo, 31 Ağustos, postmodern hayatın, modernleşen insanlara üzerinde yarattığı etkiyi seyircisine aktarmayı çok iyi beceriyor. Melankolik, yorucu ve vurucu. Anders'in hikayesi, sizleri ipte sallandıracak derece etkili, hayatınıza dönüp baktırıp ve şükrettirecek kadar etkileyici; en önemlisi de karamsar bir kişi olduğunuz düşünceniz varsa bile, buhar olup uçacaktır!

Tweet