A. Ali Ural'ın bu kitabını yoğun ısrarlar üzerine okudum. Gelen can bezdirici tavsiyelere dayanmayarak, işi daha fazla uzatmadan elime alıp başladım okumaya. Sevgiliye yazılmış mektuplarla dolu bir kitap bu. Gerçi cümle girişinde "Sevgili Dost" ibaresi olması şaşırtıyor.
Posta Kutusundaki Mızıka, bir dosta iç döküşün tasviri olarak adlandırıyorum ben. Çünkü, okudukça bunu görüyorsunuz. Oldum olası mektup türüne hayranım. Günümüzde, mektubun giderek kaybolmasına çok üzülenlerdenim. Yazarın dili çok güzel ve okundukça açılıyor. Bir de baktınız bitmiş. Çok özel bir okumalardan oldu. Deneyin, pişman olmayacaksınız.
Şule Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.
Sevgili Dost!Şule Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?
Tweet
Yorum Gönder