Yukio Mishima - Dalgaların Sesi

Geçen günlerde, sıkıcı ve moralsiz bir haldeyken, iyi bir Japon edebiyatından bir seçmecenin (veya Rus) ben iyi edeceğini düşünerek çok sevdiğim Yukio Mishima'dan Dalgaların Sesi'ni seçip okumaya başladım.

Sayfalar akarken ardı ardına, düşüncemin beni yanıltmadığını gördüm. Elbette en çok hoşuma giden, Uta-Jima Adası sakinleri, Şenji ve Hatsue'nin aşkı oldu. Japonya her daim hayran olduğum bir ülke olmuştur, daha da sevdim.

Sıcak, samimi ve kesinlikle saf duygularla yazılmış bir roman olduğu o kadar belli ki, okurken sevmemek, tebessüm etmemek inanın çok zor. Denizi seviyorsanız, balıkçılık, ada halkları, eski dostluklar ve zengin-fakir ayırımına göndermeler, bolca dini konuşmalar sizi etkileyecek. Yazara başlamadıysanız daha, giriş için çok iyi tercih olur kanımca. Keyifle!

Can Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda...

Bereket Denizi dörtlemesi, Bir Maskenin İtirafları, Yaz Ortasında Ölüm, Denizi Yitiren Denizci gibi eserlerinden tanıdığımız Yukio Mişima, Dalgaların Sesi'nde farklı bir yönüyle çıkıyor okurun karşısına. Romanlarında insan doğasının karanlık yönlerini deşen, onlarla cesurca hesaplaşan Mişima, bu kez kalemini ışığa çevirerek sevginin farklı veçheleri etrafında kuruyor öyküsünü.

Dalgaların Sesi'nde, Şarkılar Adası olarak da bilinen Uta-Jima adasında genç balıkçı Şinji ile varlıklı Miyata ailesinin güzel kızları Hatsue arasındaki ilk aşk öykülenir; cesur, heyecanlı, duru iki gencin masalsı bir dille kaleme alınmış öyküsüdür bu. Aynı zamanda, zamanın ve mekânın ötesindeki bu korunaklı dünyada gelenekleriyle ve doğayla bağlarını koruyan dalgıç kadınların, balıkçı erkeklerin öyküsüdür Dalgaların Sesi. Ve elbette denizin, dalgaların ve fırtınanın da. 

Tweet