Jack London - Katıksız Sevgi
Hayvansever misiniz? Tek kelimeyle Katıksız Sevgi size göre. Eminim bu hikayede herkes kendine göre bir şeyler bulup okuyacak. Ve içinden koca koca dersler çıkaracaktır. Jack London'ın deniz sevdasını burada da okuyoruz. Anlattığı çok önemli şeyler var. "İnsan olmak, olabilmek."
İnsanların her daim 23 Nisan olsun, Bayram tatilleri olsun, yaz tatilleri olsun... Genel anlamda, aileler çocuklarını sirke götürmeyi çok seviyorlar. Daha doğrusu aşılanmış yanlış bir istek bu. Sirklere hep karşı olmuşumdur. Hayvanların küçük bir gösteri için çektiği eziyetleri, işkenceleri görürseniz, eminim bir daha adım atmazsınız.
Jack London, bu hikayesinde bunu anlatıyor. Eğer tüm bu anlattıklarımı biliyor, ve hala sirke çocuklarınızı alıp gidiyorsanız, o sizinle vicdanınız arasında tartışmaya girmeniz gereken ayrı bir parantez konusu. Irving Stone'dan London'ın biyografisini okumuştum. Bu serüvenin hayatından kesitler içerdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Michael adlı köpeği çok seveceksiniz, ben sevdim. Mutlaka okuyun!
2015 Klasikler Listesin'den!
Can Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı.
Özgün adı Michael, the Brother of Jerry (Michael, Jerry'nin Kardeşi) olan roman, gerçekten katıksız bir sevgiyi anlattığı için "Katıksız Sevgi" adı, içerikle çok daha iyi bağdaşıyor. London'ın daha pek çok yapıtında olduğu gibi burada da kahramanımız bir köpek. Yine diğer romanlarda gördüğümüz üzere, insan-köpek ilişkisi bu kitabın da temel dokusunu oluşturuyor: bir köpeğin, sahibine sonsuz sevgiyle bağlanması sonucunda, onun canını kurtarmak için kendi canını tehlikeye atması. Bu anlatının Jack London'ın hayatındaki gerçek bir deneyime dayandığına hiç kuşku yok.
On dört yaşındayken okulu bırakıp denizlere açılmasını, "Serüven rüzgârlarının estiği yerlerde olmak istedim; istiridye kaçakçısı olmak, hapse düşmek, yerleşik düzenin çarklarının kölesi olmaktan çok daha romantikti," diye yorumlayan Jack London, Katıksız Sevgi'de yelkenleri gerçekten serüven rüzgârlarıyla şişen teknelerle gezdiriyor okuru.
Tweet
Jack London, bu hikayesinde bunu anlatıyor. Eğer tüm bu anlattıklarımı biliyor, ve hala sirke çocuklarınızı alıp gidiyorsanız, o sizinle vicdanınız arasında tartışmaya girmeniz gereken ayrı bir parantez konusu. Irving Stone'dan London'ın biyografisini okumuştum. Bu serüvenin hayatından kesitler içerdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Michael adlı köpeği çok seveceksiniz, ben sevdim. Mutlaka okuyun!
2015 Klasikler Listesin'den!
Can Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı.
Özgün adı Michael, the Brother of Jerry (Michael, Jerry'nin Kardeşi) olan roman, gerçekten katıksız bir sevgiyi anlattığı için "Katıksız Sevgi" adı, içerikle çok daha iyi bağdaşıyor. London'ın daha pek çok yapıtında olduğu gibi burada da kahramanımız bir köpek. Yine diğer romanlarda gördüğümüz üzere, insan-köpek ilişkisi bu kitabın da temel dokusunu oluşturuyor: bir köpeğin, sahibine sonsuz sevgiyle bağlanması sonucunda, onun canını kurtarmak için kendi canını tehlikeye atması. Bu anlatının Jack London'ın hayatındaki gerçek bir deneyime dayandığına hiç kuşku yok.
On dört yaşındayken okulu bırakıp denizlere açılmasını, "Serüven rüzgârlarının estiği yerlerde olmak istedim; istiridye kaçakçısı olmak, hapse düşmek, yerleşik düzenin çarklarının kölesi olmaktan çok daha romantikti," diye yorumlayan Jack London, Katıksız Sevgi'de yelkenleri gerçekten serüven rüzgârlarıyla şişen teknelerle gezdiriyor okuru.
« 
»
Yorum Gönder