James Baldwin - Giovanni'nin Odası

Sıcak sıcak okuyup, fırından yeni çıkanlardan. Giovanni'nin Odası, çok katmanlı ilişkileri ele alıyor. Eminim en az benim kadar seveceksiniz. Yazar, "Eşcinsel Aşkı" ele almış bu kitabında. Uçarı yaşayan, orada buradan sürtmekten hoşlanan David'in Paris'e göç edip barmen Giovanni'yle tanışmasıyla değişen hayatını konu alıyor.

Kitabın ismi de, David'in Giovanni'nin yaşadığı tek odalık meskeninden geliyor. İkili bir süre spnra, kitaba adını veren oda da beraber yaşamaya başlar. James Baldwin için gelen eleştiriler arasında, "beyaz eşcinselleri ele alan siyahi yazar" bunlardan biri. Vazgeçiş, ayrılık, kopma, yoksulluk ve göçmenlik sorununu irdeliyor. Irkçılığa da dokunduruyor elbette.

Giovanni'nin Odası, Okunacak 1001 Kitap'tan biri. Şansımız var ki, kitap tükenmişti her yerde. Yapıkredi yeniden kitabı bastı geçen günlerde. Edinip okuyun. Finaldeki pişmanlık ise, yürek yakıcı. Kor ateşler düşürüyor yüreğe.

YKY'den çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.

Baldwin'in on yıl yaşadığı ve yaratıcılığını bulduğu Paris'te yazdığı Givanni'nin Odası, (1956) o günler için işlenmesi bir hayli cesaret isteyen bir konuyu, “eşcinsel aşk”ı ele alıyor: Amerikalı beyaz delikanlı David'in Paris'te İtalyan garson Giovanni ile yaşadığı eşcinsel ilişki, toplumsal değer yargılarının baskın çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski sevgilisi Hella'ya sığınması ve bütün bu çabaların üçüne de trajik sonuçlar getiren sonuçsuzluğu... 

Yok olmaya mahkum bir aşk üçgenini anlatan, tutku, pişmanlık ve özlem dolu bu roman, yayımlanır yayımlanmaz eşcinsel edebiyatta bir dönüm noktası olmuştu. Etkisi bu kadarla kalmadı: Baldwin, "beyaz eşcinsel erkekleri yazan siyah bir yazar" olarak şimşekleri üstüne çekti. Ancak, Giovanni'nin Odası'na elli yıldır yaşayan bir başyapıt haline getiren asın niteliği, yazarın ırk, cinsellik ve bireysel özgürlük kavramlarını iç içe geçirmede gösterdiği büyük başarıdır.

Tweet