Murakami Edebiyatı



Hayatındaki Boşlukları Kitaplarla Kapat!

Hayatın yeterince zor, insanı yoran ve en önemlisi insanların teknolojik aletleri, kafasını kuma gömen devekuşu gibi göründüklerinin farkında olmaması ne büyük sorun. Peki kitap okuyanlarda kafasını kitaba gömmüyor mu, diye sorabilirsiniz. Bu soruyu okumanın ne olduğunu bilmeyenler, okumaktan bir haberlerin soracağından hiç şüphem yok.


Kitapseverlerin genelde aradığı hayata beklediklerini alamayanların sığındığı liman olarak tasvir edilmesi çok rahatsız edici. Alttan alttan laf sokma çabası neden anlayamadım? Hiç anlayamayacağım belki de. Neyse ki, bu pek önemsiz bir demogoji konusu. Bu yüzden; "Hayatındaki Boşlukları Doldurmaya Raflarla Başla!"


Peki bunu nasıl başaracağız? Pekala yanıtlayabileceğim bir soru bu. Kış ve kitap. Çoğu kişinin aksine kış mevsimine büyük bir özlem ve hayranlık duyarım. Kışı adeta iple çekerim. Bu mevsimde insanlar pek dışarı çıkmaz belki, lakin benim en sevdiğim yürüyüşlerim hep bu zamana denk gelir. Havalar çok bozunca, evde oturup üstünüze bir battaniye ve elinizde kitap gibi olabilir mi! Şahsen, bu keyiften mahrum olacak olsam üzüntüm çok büyük olur...


Kışın beraberinde getirdiği bir diğer güzellik ise, sıcak içeceklerin bolca tüketilmesi demek. Okurken epey içecek tüketen biriyim. Çay, sevdiğim ve içtiğim söylenemez. Meyveli çaylarla bu açığı kapatmaya çalışıyorum. Elmalı ve limonlu daima olsa içerim. Hele de, şöyle bir Japon veya Rus yazar olsa. Daha da ileri gideyim; "Elinizde bir fincan elmalı çay, üzerinizde battaniye ve dışarıda yağan yağmura karşı elinizde bir Murakami kitabı. Muhteşem ambiyans tanımım bu olur kesinlikle."



Yolculuklarla ilgili düşüncemi biliyorsunuz. Hareket halindeki bir araç, minibüs, otobüs vb. araçta durmadan 365 gün yolculuk edebilirim. Millet bitmek bilmeyen yol uzunluğundan, koltukların vermiş olduğu rahatsızlıklardan dert yakınırken, kulağımda kulaklık; bir klasik müzik. Elimde de kitap, gömülürüm. Arada okuduğum cümlelerin vuruculuğu karşısında pencereden doğa manzarasını izlemek ne büyük keyiftir, bilseniz.


"Nereye gidersen git, insanın karnının doyduğu yer vatanıdır," sözünü, "Nereye gidersen git, kitaplarının bulunduğu yer evindir," derim. Kitapların bulunduğu ortama vermiş olduğu sıcaklık, eminim bir kazan dairesinden bile daha sıcaktır, samimidir. Samimiyetin somut hali kitapların kendisidir. O vakit, Kitap Kasabasını görmeniz gerek. Memleket olabilecek düzeyde burası.



İlaçlara yapılan göndermeler, kitaplar aracılığıyla şahane. Gerçekten çocuklarınızın kitaplarınızı tutabileceği, inceleyebileceği bir yerde tutunuz. Benim sorunum bunu yapmam sanırım. Çocukların kitaplara zarar verebilecek olmaları düşüncesi, en iyi korku filminden bile daha korkunç bence. Üzerinize çöken kabus gibi. Bunu deneyeceğime söz veriyorum. Ve de yapacağım. Emin olabilirsiniz. Elbette sıkı bir kontrolüm altında gerçekleşecek bu eylem.



Okuduğunuz kitaplar, düşüncelerinizi yansıtır. Murakami'nn çok sevdiğim bir sözü var: "Herkesin okuduğu kitapları okursanız, herkes gibi düşünürsünüz." Bu sebeple, herkesin okuduğu kitapları okuyun ama farklı kitapları da araya sıkıştırmayı unutmayın. Sizin yapınızı belirleyecek onlardır. Sırf bu yüzden, popüler olandan nefret eden ayrıksı bir sürü kitap-kurdu tanıyorum. Kitapları sevin, onları okşayın. Onlar sizin çocuklarınız, lütfen öyle görün.

17 Ocak 2015 01:06

Burdan geciyordum uğrayım dedım.Sonra bu guzel yazı okuyayım dedım.Gercekten kurgu harıka.Eğer sponsor yazısı değilse.Bundan sonra sizi daha dikkatlı ınceleceğim yazınızı.Yazıyı begendım eğer sızın ise iki kere begendim o vakit

17 Ocak 2015 10:56

Bizim senle ne çok ortak yönlerimiz varmış yaa. :) Kitap okuyanları anlamamandan,çayı sevmemene kadar. :) Hatta ben de uzun yolculukları kitap ve müzik için severim. :) Aslında Kışı o kadar da sevmem ama,bence de kitap okumak için ideal bir mevsim.Bu harika yazı için çok teşekkür ederim. :)

18 Ocak 2015 12:48

@Onur Kahraman•
Yazı bana aittir. Can Yayınları'nın facebook sayfasından güzel resimleri derledim ve öyle bir yazı ortaya çıktı. Kurguyu ve yazıyı beğenmenize çok sevindim. Buralardayız hep, gelin bekleriz. :)

18 Ocak 2015 12:49

@Aslı Seymen•
Ortak yönler iyidir, insanları kaynaştırır ve bağdaştırır. Bu yönden sevindim. Ben teşekür ederim, yazıları güzel yorumlarınızla taçlandırdığınız için... :)

19 Ocak 2015 10:32

Sevgili kitaplık manzarası,
Yaklasık bir kaç gün önce siteni bir başla blog gezerken rastladım.Yazını okudum ve hemen takip seceneğine tıkladım.Yetmedi bir de destek olmak babından bir kaç kelime yazdım.Merak ediyorum acaba beni hiç merak edip acaba bu yazının yazarı kimdir neyin nesidir,hem üye olmus hem yazı yazmış deyip inceedin mi?Böyle bir merakın varmıdır?

Mesala yeni blogları hic arastırırmısın?

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes