Murakami Edebiyatı



J.M. Coetzee ~ Utanç

Çok değil, henüz geçen yıl Kitap Kulübümle beraber okuduğumuz "ilk kitaptı" bu! J.M. Coetzee ilk defa okudum(k) ve sevdim. Bol ödüllü bir kitap -şanslıyım ki, kulüptekiler de ödüllü kitaplara bayılıyorlar- olsun istedik. Yazar aynı zamanda 2003 Nobel Edebiyat Ödülü almış.


Utanç, çok katmanlı bir metin. 1999, Man Booker Roman Ödülü'ne layık görüldü. Anlattığı hikaye, tüyler ürpertici değil belki, lakin sizi ürküttüğü kesin. Öğretmen-öğrenci ilişkisini işlemiş. Konun içeriğini anlatıp, hikayeden koparmak istemiyorum sizi. Siz en iyisi okuyun.


David Lurie, utançların aynısı olacak bir karakter. Hayat müşterektir, bugün bana, yarın sana. Bolca okuyun ve ibret alın. En önemlisi, ibret alırken kendiniz olmanız.

Can yayınlarından çıkan kitabın tanıtım yazısını aşağıda bulabilirsiniz. Keyifli, yüz kızartıcı ve ders çıkarıcı okumalar dileğiyle!

J. M. Coetzee, 1999 Booker Roman Ödülü'nü alan etkileyici romanı Utanç'ta, şiddetli, yaoğun bir dönüşüm geçirmekte olan bir toplumun, yeni Güney Afrika'nın öyküsünü anlatıyor. İki kez evlenip boşanmış, bir kız babası olan, elli iki yaşındaki Profesör Lurie'nin öyküsünde, hem siyasal hem de kişisel dönüşümler, değişimler yaşayan sanclıı bir toplumun insanını tanıtıyor. Bir kız öğrencisiyle girdiği ilişki sonucu okulundan ayrılmak zorunda kalan Profesör Lurie'yi arkadaşları dışlıyor, eski karısı da alaya alıyor. Lurie, kızı Lucy'nin çiftliğine sığınıyor, elinde kalan tek insancıl ilişki kızı ile olanıdır. Lucy'nin koşullarına ve ırk ayrımının yeni boyutlar aldığı bir topluma uyum sağlamak yoluda inançsızca sürdürdüğü çabaları, bir öğle sonrası kızıyla birlikte yaşadığı vahşi bir saldırıyla kesintiye uğruyor. Acımasız bir dürüstlükle yazan J. M. Coetzee, okura yumuşak bir roman sunmuyor, sert bir öykü anlatıyor, ama güçlü ve inanılmaz güzellikte, hem keyifli, hem kasvetli bir öykü. Baştan sona gereksiz tek bir sözcük ya da cümle içermeyen Utanç, Profesör David Lurie'nin düşüşünü anlatırken, daha ilk satırından kıskıvrak yakalıyor okuru, Lurie'nin kişisel öyküsüyle Güney Afrika'nın öyküsü iç içe geçiyor; beyazıyla siyahıyla bütün Afrikalıların uydukları kuralların tümü tersine dönüyor, çarpıtılıyor. Utanç, aslında insan olmanın ne anlama geldiğini araştırıyor.

BA
29 Ocak 2014 20:54

Kitaptaki herkes aslında tam olarak kastetmediği şeylerden utanç duyuyor ve başına gelenlere razı oluyor bir nevi kendini cezalandırıyordu. Çok garip, sinir bozucuydu. Kitabı beğendim yani :)

29 Ocak 2014 21:05

@BA•
Sinir bozucu olan yere "özellikle" katılıyorum. :)

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes