Boyalı Kuş, uzun süredir bir kitabın sayfalarını içim acıyarak çevirmemiştim. Ciddi anlamda sizi zorluyor. Çıkmaza girdiğinizi düşünüyorsunuz. Bir yandan diğer sayfayı çevirip olanları öğrenme merakı var, öteden yandan, gelecek sayfada neler okuyup, neler hissedeceğiniz konusunda korkularınız var.
Otobiyografik özellikler içerdiği bir gerçek. Jerzy Kosinski'nin hayatından epey izler taşıyor. Sizlere tavsiyem, kitaba başlamadan önce yazarın hayatı adlı kısmı büyük bir şevkle okumanız olacaktır. Çünkü, yazarın da Sovyet-Polonya Savaşı savaşı sırasında doğduğu ve başına gelenler paralel! Okumanızı kamçılıyor.
Kosinski'ye göre kitap, kendi halkı arasında yabancılaşmaya itilen, küçük bir çocuğun oradan buraya savrulan zor ve amansızca hayatta kalabilmek için verdiği hayat mücadelesi. Kosinki, kitap yüzünden bir sürü tehdit ve olumsuz eleştiri almış. Yüzlerce kez yasaklanmış.. vs. Bu yüzden yazar, Boyalı Kuş'un tıpkı kitabın küçük kahramanına benzediğini söylemiş. Binbir zorluğa göğüs germiş bir kitap diyor. Sonunda zaferi kazanmış, kült bir edebiyat parçası olduğunu söylemek gerek. Kitabın sonunda, Boyalı Kuş'un Hikayesinin Çıkışı adlı bölümü mutlaka okuyun. İnanılmaz şeyler anlatıyor. Ayrıca, içeriğinin çok sert olduğunu söyleyenlere ise şöyle demiş: “Savaş sırasında bunu yaşayan kişilerin kitabı okuduktan sonra, kitapta yazılanların, ancak gerçeğinin yanında pastoral bir öykü kalabileceği söylenmiş.”
E Yayınlarının Boyalı Kuş kitabının özeti aşağıda. Mutlaka okuyun, gerçekler için okuyun derim!
Tweet
Jerzy Kosinski |
E Yayınlarının Boyalı Kuş kitabının özeti aşağıda. Mutlaka okuyun, gerçekler için okuyun derim!
"1939 yılının sonbaharı, İkinci Dünya Savaşının ilk haftaları. Binlerce benzeri gibi altı yaşındaki o küçük çocuk da, Orta Avrupanın büyük bir şehrinde yaşayan annesiyle babası tarafından uzak bir köye gönderildi. Bir takım olaylar bütün hesaplarını alt üst etti. Başıboş kalan çocuk bir köyden diğerine geçti durdu.
"Savaşın dört yılını geçirdiği köyler, belirli bir bölgede toplanmıştı. Köylerinden dışarı çıkamayan, kendi aralarında yaşayan, sarı saçlı, açık tenli mavi gözlüdür oraların köylüleri. Oysa çocuk esmer, kara kaşlı ve kara gözlüydü. Herkes çocuğu Çingene ya da Yahudi sandı."
Bu kitabı tesadüfen lisede okumuştum, rahatsız ediciydi benim için, şimdi bir de yazarın "...kitapta yazılanların, ancak gerçeğinin yanında pastoral bir öykü kalabileceği" sözünü düşünmek bile istemiyorum...:)
Güzel bir kitaptı fakat çocuğun gittiği yerler çok fazla ve biraz abartılı olmuş :D
Yorum Gönder