Murakami Edebiyatı



Bilge Karasu, İlk Buluşma ~ Göçmüş Kediler Bahçesi

Bi'arkadaşımın elinde 'Ayşe Kulin' kitabı görünce  - Adı: Aylin, daha önce okudum -  yerli yazarları arka plana attığımı, bir süredir okumadığımı fark ettim. Hemen buna çözüm olarak, ilk kez elime bir kitabını aldığım Bilge Karasu çözüm oldu. İyi ki de olmuş diyorum. Çünkü 'Göçmüş Kediler Bahçesi!' çok iyi bir hikaye kitabı! Kendi içinde 14 hikayeden oluşan bir okurluk!


Göçmüş Kediler Bahçesi, uzun zamandır okuduğum en iyi hikaye kitabı. Bilge Karasu, şuana kadar okumadığıma cidden pişman oldum. Ama, her okuduğumuz yazarda sürekli pişmanlıklar yaşıyoruz. Durmadan keşke daha önce okusa idim, diyoruz. Şunu anlamalıyız ki bunun sonu yok arkadaşlar... Artık sırası geldiğinde okuyacağız, başka çözüm yolu yok. Daha okunmayı bekleyen tonlarca yazar var ne de olsa. Düşsel gerçekçilik akımının en iyi yerli yazarları arasında gösteriliyor, Bilge Karasu!

Bu kitap, sizi alıp başka diyarlara götürecek. O kadar güzel ve özenle yazılmış hikayeler var ki, okumaktan kendinizi alamıyorsunuz. Hatta, birkaç hikaye tüylerimi diken diken ettiğini bile söyleyebilirim. 14 hikayeden oluştuğunu söylemiştim. Ayrıca içinde, sonlara doğru notlar diye bir bölümde sizi bekliyor. Bunların içinde üç öykü beni çok etkiledi.:

•Geceden Geceye Arabayı Kaçıran Adam
•Yengece Övgü
•Dehlizde Giden Adam


Özellikle Dehlizde Giden Adam, adamı uçuruyor. Bilge Karasu ile yollarımız tekrar ve tekrar kesişeceğini biliyorum. İyi yazar buldun mu bırakmayacaksın' demişler. Dehlizde Giden Adam'dan sonra, Ali Poyrazoğlu'nın kısaca anlattığı hikayeye de yer vermiş. Bende hikaye kısa olduğu için yazmaya karar verdim:

 HİKAYE:
Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günü birinde, o kadar sevmiş ki yanında kalsın hep istemiş...Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova su çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün, adamın denize gideceği tutmuş balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi  yüzüp yetişesiye balık boğulu-vermiş denizde.

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes