Geçen yıldan, 2012'den yani, sona kalan filmleri izliyorum. Anlayacağınız, uzatmaları oynuyoruz sinemada. Herkesin öve öve bitiremediği, eleştirmenlerinin genelinin epey beğendiği bir film, The Impossible! Vasat bir sinema yılının sonunda böyle güzellemeler görmek çok hoş, neşelendirici, uzun lafın kısası mutluluk verici..
Bizim çok zeki çevirmenlerimiz, The Impossible adını, 'Kıyamet Günü' olarak çevirmiş. Ünlü film eleştirmeni Kerem Akça ile bu konu hakkında üç-beş lafın belini kırdık twitterda; kendisi, filmlerin daha dikkat çekici ve insanları sinemaya yönlendirmek amacıyla bu tür çevirileri gidildiğini söylüyor. Bana da mantıklı geldi açıkçası. Her neyse, film nasıl ona gelelim!
Enfes diyemeyeceğim belki, lezzetli bir kelime bu yapım için uygun olur. Tadını damakta bırakan, aromayı yeterli kullanan filmler, her zaman benden iyi not almıştır. Onlardan biri ile karşı karşıyayız. Tsunami faciasından darbesini almış bir aile ve sonrasına değiniyor.
Gerçek bir hikaye olması daha etkiliyor sizi. Ne Naomi Watts, ne de Ewan McGregor; filmin yıldızı Tom Holland... Kendisi döktürüyor, bizzat alkışlıyorum. Aile draması ve kaybetme korkusu üzerine çok anlamlı bir dokunuş!
aldım notumu, izlenecektir, teşekkürler:)
@Kitap Eylemcisi♦
İyi seyirler şimdiden :)
Mutlaka izlicem.tesekkurler paylasim icin
Yorum Gönder