Murakami Edebiyatı



Edith Wharton - İki Kız Kardeş

Gelmiş geçmiş "ne iyi kadın" yazarlar arasında gösterilen biri Edith Wharton. Kendisini ilk kez okudum ve pişman olmadım. Daha önce okusaymışım bile, dedim. İki Kız Kardeş, Yeşilçam'ın yoksulluğu anlatan filmlerini aratmayacak hikayesiyle sıcacık bir roman. Bana kalırsa, birazda fedakarlığın portresi.


Bunner Kardeşler'in yoksullukla baş ediş şekli ve aralarına giren bir adam; saatçi. Konusuna bakmadan okuyunca daha çok seveceksiniz. Ben öyle yaptım. Yalan dolan ilişkiler, sevdiğini üzmemek üzerine alttan almalar ve inanılmaz üzen final. Sanırım kitabın beni en çok yaralayan tarafı finali oldu. Yumru oturdu içime...

Kırmızıkedi Yayınları'ndan çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda!

İki Kız Kardeş'te, Amerikan edebiyatının klasikleşmiş yazarlarından Edith Wharton, 20. yüzyıl başlarındaki Amerika'nın yoksul çevrelerine bir pencere açıyor. Ann Eliza ve Evelina Bunner, mütevazı dükkânlarında çalışarak hayata tutunmaya çalışan iki kardeştir. Birbirinin aynı renksiz geçen günleri, satın aldıkları bir saatle birlikte bambaşka bir yöne çevrilir. Alman göçmeni olan saat ustası Ramy, iki kardeşin hayatlarının altüst edecek, kaçınılmaz ve trajik bir sonun temellerini atacaktır. Amerika'nın kent yaşamının ve toplum düzeninin fon oluşturduğu bu küçük roman, başkahramanları dışında çizdiği yan karakterlerle de klasik edebiyatın önemli örneklerinden biri sayılıyor.

Wharton, İki Kız Kardeş'te fedakâr davranışın ironik bir şekilde trajediyle sonuçlanmasını işlemiştir. Edith Wharton bir zamanlar, "Hayat, soyut ilkelerle ilgili değildir ancak kader, eski geleneklere, eski inançlara, eski trajedilere ve eski hatalara verdiğimiz tavizler ve zavallı uzlaşmaların birbirinin arkasından gelmesidir," diye yazmıştı.

Yorum Gönder

 

© Kitaplık Manzaraları Yazarın izni olmadan alıntı yapılamaz. Tüm hakları Kitaplık Manzaları'na aittir.
by Sezer Akın WooThemes